6 Kasım 2009

mektup

okumaktan yorulmuş gözlerime dinlenmesini söyledim ve ellerimi harakete geçirdim.aslında yazacak bir şeyim yoktu da aklıma ne gelirse karalayayım,ya ellerim ya da kalbim beni elbet bir yerlere götürür dedim. aslında yazma işlemi en çok kaleme yakışıyor, kurşun veya tükenmez olması fark etmez yeter ki kağıda değsin o kalem.siyah bir kalvyede dokunuşlarla yazılanlar ne kadar samimi oluyor acaba diye düşünüyorum aslında. elim , düşüncelerimi aktardığım kağıda değmiyor bile.kalbimden geçenleri yazan ellerimse sadece tuşlara tıklamakla görevli.harfi yanlış yazdım,eğri oldu telaşesi yok.nasılsa hepsi aynı boyutta ki boyutunu sevmezsem yine başka bir tıklamayla halledebilirim. bütün bu mekaniklik içinde aktarmaya çalışacağım ruh,kalp,sevgi,huzur,aşk,mutlluk,hüzün gibi tamamen ruhani şeyler. takılıyorum bir yerde, ne kadar samimiyet yansıtabilirim ki bu şekilde. sanki benim elimden çıkmış gibi olmayan bu yazılar nasıl beni yansıtabilecek bilmiyorum; pek merak da etmiyorum ya orası da ayrı. ben yazıyorum işte yazı kendi samimiyetini yansıtamıyorsa bu onun sorunu ,diyip sıyrılayım işin içinden.


bir mektup yazsaydım eğer, güzel bir kağıt bulur en sevdiğim kalemlerde yazardım her paragrafını.mutluluğum o renkli kalemlerden mi yoksa elimin bir kağıda değmesinden midir bilinmez...özledim her ikisini de. kağıt , not almak için; kalem problem çözmk için kullanılan iki araç oldu artık benim için. ama öyle anlaşılıyor ki özlemişim ikisini de, maktup yazmak için özlemişim, samimiyet istediğim için özlemişim. uzun zaman oldu ne mektup alalı ne de yazalı... mesajlaşmak işimi gördüğü için gerek duymamışım ne zamandır bir kağıda. oysaki onun sıcaklığını veremiyordu ki bana.

bir gün bir mektup aldım.o da mekanik harflerle yazılmıştı.sevindirmişti o yazılar beni üstelik önce kağıt süzgecinden geçip sonra mekanik harflere döndüğünü öğrenince sevincim iki kat olmuştu. kağıda,kaleme değmiş bir el tarafından yazılan samimiyeti okumuştum, bana açılan bir kalp,benim için yazılan bir yazı,ben,sen... bilmem ettiğim teşekkür yeterli gelmiş miydi veya teşekkür etmeyi akıl edebilmiş miydim. ne kadar özledim halbuki o samimiyeti, o ruhu, o iç huzurunu... bir gün bir mektup aldım, kağıt kalem süzgecinden geçen samimi bir mektup...

3 yorum:

  1. hocam elinize kaleminize sağlık..
    duygularımı anlattınız sankii.
    teşekkürler..
    kalemi kağıdı özledim..

    YanıtlaSil
  2. artık pek mektup yazan yok, bu aslında acı bir şey.kendimizi hayatın yoğunluğuna kaptırdık gitti. umarım tekrar mektuplaşmaya başlarız.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil

peki sen ne diyorsun bakim?