31 Ağustos 2008

Yarın iki güzel gün başlıyor benim için..Birincisi öğrencılık hayatımdan bır kademe yuksege atladım.artık öğretici konumuna geçiyorum.bugüne kadar ne öğrendiysem anlatmanın vakti geldi şimdi.içimde tarif edilemez heyecan v korku var. yapabilir miyim acaba diye..ilk zamanlar kolay olmayacak tabi,hele bıraz bi zaman geçsin.ikinci güzellik ise Ramazan ayının başlaması...işime mübarek bir ayla başlamak bana şans getirecek,yani ben ona inanıyorum:)ramazanın gelişini bir gun önceden(teravıhle) karşıladık...bugun de alışverişe gıdınce ınsanları gordum bir sürü kişi alışverış yapmaya gelmış sırf ramazan ayı geldiği için.bu çok hosuma gıttıı..dıger aylardan farklı bır zamana geciyoruz,bu ay diğer zamanlara benzemez v biz bunu alışverışlerımızde bıle hıssedıyoruz...alınan şeylerın ıçınde en çok bu ayı hatırlatan hurma çoğu sepetleri dolduruyor...ayrıca kadayıflar revanıler,tatlılar hepsi bu ay farklı dıyor sanki...hele gecenın bır vakti kalkıp yemek yemek bu ayı çok farklı kılıyor dıgerlerınden..anlatmak istediğim bu ay diğerleri gibi değil v biz bunu hemen her seydee hissediyoruz..bu güzel farklılığı inşallah çok hayırlı şekılde geçiririz..Hayırlı Ramazanlarrr ,bu ayın farkını hisseden herkese..

26 Ağustos 2008

aklıma ne gelirse yazmak istiyorum..öncelikle bir arkadaşıma (arkadaşımın kankası yazdı)yazılan nadide bir şiiri paylaşmak istiyorum:

nasılsınız size çok aşıkım yaşım 19,98 sizinle yada kardeşinle yada arkadaşızla evlenmek istiyorum boyum 1578 kilom fena değil ama aşıksam vur saza şüfürsen bas gaza diyenlere inat zayıflarım hem vallah hemıde billah yani ben dedimse yanı sen demedinse amaannn yandan aklıma ne gelirse yazdım. Nasılım ama orhan pamuk gibin yazdım demi tam oskarlıkım:)
hayattaa böyle nadıde satırlar yazan insanların olması çok güzel.yoksa hayat o sıkıcı halıyle çekilmezdi:)daha nice şaheserler bekliyorum,bu oskarlık yüce insandan:)
neysee bende kahvemi içerken çok sevdiğim bir şarkıyı dinledim.
mademki yeminimiz var,
madem aşk kader,
işte geldim,bilmesinler
yarına kadar

bil ki artık dönüşüm yok,
gitti son vapurlar
sakla beni,bulmasınlar
sabaha kadar
..... incesaz,firar...

neden firar ediyor bu insan bilmiyorum ama benim de edesim geldi...zaten gitmek istemişimdir hep bir yerlere...hala gitmek istediğime göre demek ki daha varmadım gitmek istediğim yere..weya wardığım yerin neresi oldugunu bılmedıgım ıçın hala gıtmek ıstıyorum..bir çok giden memnun ki yerinden,çok seneler geçti dönen yok seferinden anlayışına sahip olmasam da pek yani gittiğim yerde mutlu olsam bile dönmek isterim elbet bir gün...bırakıp gidemem ki ben..geridekileri düşünürüm hep ,kendim ısrarla gitmek ıstesem de...bir gün ,belki, bilinmez yolum düşer bir firar şehrine...o zaman arkada bıraktıklarım üzülürlerse de bilsinler ki ben mutluyum,hep bunu istemiştim aslında...

24 Ağustos 2008

Her zaman olduğu gibi dün akşam da kızlarla buluşunca eski okul günlerimizi andık derinden.Hem ortaokulda hem de lisede beraber okuyunca insanın çok anısı oluyor doğal olarak.Biz de her zaman anılarımızı taze tutan insanlarız.Dün biraz daha farklı bir şey oldu.Bir tanesi lise yıllarında yazılmış bir yazı bulmuş ve getirmiş..İkimiz arasında geçen bir diyalog.Yazının ön tarafında tarih sınavı soruları var.(misakı milli,Sivas kongresi falan soruları var)Şimsi ben bu güzel diyaloğu yazıya dökeyim ki ölümsüzleşsin:) Hani kağıt yırtılır falan,bu güzel anektot yok olmasın:)Yazıyı arkadas da ben de sol elimizle yazmışız.Atraksiyon olsun diyedir büyük ihtimalle..Eeee öss ye hazırlanan stres altında genç kızlardık o zamanlar..
Arkadaşım:
F.nur sen kendini beğenmişin tekisin.Kendini güzel anıyorsun fakat tipsizin tekisin.Birazda aptalsın.Tabi bunu biliyorsun fakat bilmezlikten geliyorsun.Seni sevmediğimi biliyorsun.Seni yanımda zor gezdiriyorum.Artık senden bıktım.Bu arada şu çeneni kapa,hele şu sesin her dakika şarkı söylüyorsun.İşte o zaman deli oluyorum.Yani sus diyorum.Fatmanurrr yok bişee
Fatmanur:
..... yazdıkalrından dolayı sana kızmadım.biliyorsun b en iyimserim.Seni sevdiğim için yazdıklarından dolayı sana kırıldım.Ama ne yapalım kaderime boyun eyeceğim.Kendine başka bir arkadaş bul.Gidiyorum buralardan tüm rüzgarlar senin olsun,benden ayrı rüyadasın,dilerim bir gün uyanırsın...byee
Olayın psikolojik tahlilini yapmayacağım elbettee ama birkaç bişi diyim yanii:) Sevgili arkadaşım .... , canım benim ilkokuldan beri tanışıyoruz.Lisede de beraber olunca haliyle biraz sıkılmışın benden.Haklısın bebişim.Yazdıklarından da sınav zamanının yaklaştığını,tırlatma noktasına dem vurduğunu anlıyorum.neyse canım artık sağlıklı insanlarız:)
Benim cevabıma gelince yaw ben ne kadar iyi bir insanım:)ve de kaderci:) Ayrıca müzik kültürümün de her zamanki gibi iyi olduğunu belirtmişim yani:) Bu güzel dostluğumuzun iki cihanda da sürmesi için duacıyım...eee bu yazı elbette bir şarkıyla bitmeli:
Bir kıvılcım düşer önce büyür yavaş yavaş
Bir bakrsın volkan olmuş ,yanmışsın arkadaş,
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Bu en güzel bu en sıcak duygudur arkadaş

Ortak olmak her sevince her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu beraberce el ele
Olmasın hiç o ta içten gülen gözlrde yaş
Bir gün gelir ayrılsak bile seninle arkadaş
.........

23 Ağustos 2008

Bir gün bunalırsan ve sıkıntını paylaşmak istersen beni ara,
İki elim kanda olsa gelirim,sıkıntını yok ederim.
Bir gün ağlayacak gibi olursan da ara beni,
seni gülderemem belki ama söz veriyorum
Senle birlikte ağlayabilirim.

Bir gün uzaklara kaçmak istersen beni aranaktan çkinme,
Seni durduramam belk ama senle birlikte koşabilirim..

Bir gün kimseyi dinlememeye karar verirsen de ara beni,
Ağzımı açmayacağımı,söylemediklerini bile dinleyeceğimi bil.
Bir gün beni üzdüğünü düşünrsen de çekinme,yine ara beni,
Göreceksin sana kıyamam,kızamam,üzemem seni..

Bir gün beni ararsan ve benden bir karşılık alamazsan...
Söz ver , o zaman sen ulaşmalısın bana..
Çünkü o an bir meleğe gereksinim duyduğumu bilmelisin...


ne olursa olsun beni her zaman arayın emii:):)ben öyle kızamam ,küsemem.. kırılsam bıle arayınca zaten en fazla 2 dakıka sonra yumuşarım:) ama olduki aramadınız işte o zaman biterim ben..çünkü benim de arayacak gücüm olmaz..aaaa oyle küs küs durulmaz...arayın beni anacım,görüşürüz bayyy:):)

22 Ağustos 2008

Canım bi şi yapmak istemiyor..çalışman gereken bir ders,bitirmem gereken bir kitap,okumam gereken bir gazete,toparlamam gereken bir ev,izlemem gereken bir dizi,yemem gereken bir kahvaltı,başvurmam gereken bir yüksek,yapmam gereken bir proje var..Fakat ben hiç birini yaapmak istemiyorum...Hepsi kendiliğinden olsunlar ,ayagıma gelsinler ve beni hıçç yormasınlar.sorunum tembellik değil,içten gelen bir isteksizlik...Sabahın köründe kalkıyorum,yapcak bişi bulamıyorum.Bıraz ders çalışmayı deniyorum on dakkadan sonra sıkılıyorum sonra gazetemi okuyayım diyorum ondan da sıkılıyorum atıyorum bir kenara gazeteyi sonra tv ye bakayım diyorum ama tv yi açacak gücü bulamıyorum kendimde...vel hasıl öylece durup hiç bişi yapmak istemiyorumm..işin en kötü tarafı artık çikolata bile eski tadını vermiyor bana..(gerci rejim yapıyom die kendimi şartlamış da olabılırım çikolata konusunda) ne kadar sürer bu ruh halim bilmem amaa benim hiçç hoşuma gitmiyor valla..yani o kadar hayat dolu oluşuma şimdi bu ruh(suz) halim hiç yakışmıyor.bana ait olmayan bir fatmanuru yasıyom şu sıralar..bakalım ne zamana kadar sürecek ve ben daha ne kadar tanımadıgım fatmanurla karşılaşacam şu ömrümde..

20 Ağustos 2008

Abant

Karadenizin en şirin ilçesi olan Ereğli'de bugün bir hareketlilik vardı.Öncelikle en şirin olduğu konusunda gerçekten iddaalı olan güzel memleketten azcık söz edeyim.Hatta çok kısa özet yapayım: deniz,yeşillik ve muhteşem sahil...Can sıkıntısına çok iyi gelecek bir ortam.Akşam üzeri hafif rüzgar eşliğinde gözlemeler yenilirken yanında sıcak bir çay çok süper oluyor doğrusu.Neyse efendim herkesi bekleriz bu güzel yerleşkemiz.Gelelim bugünkü harketliliğe...Abanta gezi vardı.Yaklaşık üç bin kişi katılmış.Kadın,erkek,çocuk çok fazla yani...Biz de bu güzel güne eşlik ettik arkadaşlarla.Bayağı geyik olur diye düşündük açıkcası.Bir kaç küçük aksama dışında gayet güzeldi gezi.Yarışmalar,oyunlar,şarkılar falan derken eğlendirdiler bizi.Hele oyun havaları çalınca benim arkadaşlar -ki bunların biri hukukçu,biri mühendis,biri danışman,biri de işletmeci - iyi ayak uydurdularr müziğin ritmine.(Ayak uydurma görüntüleri elimde fakat kızların karıyerlerıyle oynamak ıstemedığım için bu görüntüler basının eline geçmeyecektir.)Eee herkesin eğlenmeye hakkı var değil mi,mesleği ne olursa olsun.İşte bizimkilerde bugün öyleydiler.Bence iyi stres atmışlardır.
Yarışmalardan biri de şarkı yarışmasıydı.Birinci olan kızın sesi grçekten güzeldi.Fakat bizim kızlardan bir tanesi var ki bence sesi çok daha güzel. Amaa tabiki bizim oynayan hukukçu kızımız şarkı sölemeye gelince nasıl olduysa birden utandı,söylemedi o kadar ısrar etmemize rağmen.Ne vardı yarışmayı kazansaydı da o hediye paketinin içinde ne vardı diye merak etmeseydim ben.Bizim kız katılsa kesin birinci olacağı için hediyeyi biz alcaktık.Neyse artık nasip değilmiş dedik.
Öyle işte güzel bir günü daha geride bıraktık.Nereye doğru olduğunu bilmiyorum ama vaktin çok hızlı geçmemesine rağmen yılların ve hayatların hızla aktığı bir dünyada rotamız doğrultusunda yol alıyoruz.Gelen her gün güzellikleriyle gelsin diye bir dilekte bulunurken günün hatırasını anlatan bir şakıyla bitireyim yazımı:
geri dön ,geri gön
ne olur geri dön
uzanıp tutuver elimi bir gün
utanır diyemem geri dön

19 Ağustos 2008

Anlamsız Vedalar

Veda etmeği sevmem pek.Ne öyle "kendine iyi bak,dikkatli ol..." . Birini bırakıp giderken illa iyi bir dilekte bulunmak zorundaymışız gibi, "Bak ben gidiyorum amaa aklım sende, lütfen seni bıraktığım gibi bulayım." demek isteyen veda cümleleri...Hem bırakıp gitmek hem de aklının arkada kalması...Bazen bu zorunludur ona bişi diyemem amaa aklın arkada kalacaksa gitme..Boşuna da veda cümleleri kurup durma arkanda bıraktığın o insana.Sanki bırakıp giderken söylediğin o sözleri tutmak için çaba sarfedecek.Hem iyi dileklerde bulunup hem de arkanı dönüp gitmek..Ateş ve suyu içinde barındıran insan belki bu yüzden böyle tezatlıklarla başı dertte.Hem yakar içini bir ateşle hem de alevlerin korunu söndürmek için su arar çarsizce.Gitmek,aklını gönlünü arkada bırakarak gitmek..Bilmem hangisi daha zor arkada kalıp gidenin kalmasını sağlayamadan iyi dilekler dinlemek mi yoksa aklını ,gönlünü arkada bırakarak illa da gitmek zorunda olmak mı? Cevabını bilmiyorum amaa bildiğim bir şey var.Ben hiç veda cümlesiz gitmedim..Bir hoşçakal'ı çok görmedim geride bıraktıklarıma.Hem geride bırak hem de gidiyorum bile deme, bu kadar çaresiz ve güçsüz olmadım hiçbir zaman.Olmam da inşallah..

18 Ağustos 2008

"Böyle şeyler filmlerde olur kızım?" lafını çok duyardım..Nedir filmlerde olan ki? Hani her şeyin düzgün gittiği,sevenlerin kavuştuğu , kötülerin cezalarını çektiği,iyi kızın payına iyi oğlanın düştüğü,kötünün payınaysa yalnızlık ve kaybedişin düştüğü filmler işte...Ama son zamanlarda bakıyorum da artık böyle filmler azaldı.Artık sevenler oylee koay kavuşamıyor.Ya aileden biri oluyor karşı çıkan ya da kızı veya oğlanı başka seven biri oluyor ve onları ayırmak için elnden geleni yapıyor.Yani sevdıgıne kavuşmak için artık gercek hayattan daha çok uğraşmak zorunda kalıyorlar.Yeni çıkan dizilere bakıyorum(yani fragmanlarına) hepsinin özü aynı "zor aşk" ...Dizinin reklamı yapılırken bile iki sevgili üzgün pozlar veriyor.Arka fonda da "kavuşmak istediler ama olmadı ve çok üzgünler,izleyin siz de üzülün" demeye çalışan bir ses.Üzüntüye ,sıkıntıya,ağlamaya çok meraklı olduğumuzdan mıdır bilmem artık çokk zor kavuşan aşklar moda dizilerde.Ne kadar zor o kadar seviyorsun anlayışı hakim..Sanki bütün aşklar "aşk-ı memnu"... Hım ondan bahsetmişken artık Halid Ziya'nın bu kitabı da dizi olacakmış yakında.Yani bu dizi klasiğimize bir yenisi daha eklendi. Başkalarını bilmem ama ben sıkıldım bu kovalamacadan.Sanki hayatın sıkıntısı yetmiyor bir de bilmem kimle bilmem kim kavuşamamış onun sıkıntısını çek.İçim daralıyor artık.Ben sevenlerin hemencecik kavuştuğu, hep ıyının kazandığı,kötünün hiç olmadıgı ,herkesin birbirini sevdiği diziler istiyorum.Ben dizi yapacak olsam öyle yapardım.İzleyenler mutlu olsun,içleri ferahlasın diye.Benim dizimi izleyenler "Böyle şeyler ancak filmlerde olur kızım." desinler...

9 Ağustos 2008

Hastaydım..Bir kaç gün öyle hasta hasta dolaştım:) Boynum,başım,dişim,lenf bezlerim hepsi birden ortaklık edip hummalı bir şekilde ağrımaya gayret gösterdiler.Bence birinin canı sıkıldı bir değişiklik yapayım ağrıyım bari dedi ve diğer yakın arkadaşlarını da ayarttı.(Ben boynumdan şüpheleniyorum.) Hepsi meğer ne kadar ortak haraket ediyorlarmış.Halbuki beni pek dinlemezler.Bu arala benden pek haz etmiyorlar.Kendi derdimdeydim onları düşünecek hiçç halim yoktu.Geleceğimle ilgili sıkıntı(kaldı ki gereksiz sıkıntılar) çekerken onlar da kendi aralarında ittifak kurmuşlar ve var olduklarını çok güzel bir şekılde hatırlattılar.Dedilerr madem sıkıntı istiyorsun hiç merak etme biz sana güzel bişiler ayarlarız.Velhasıl ben kendi derdimdeyken sinir sistemimim geçtiği çoğu yer isyan etti.Eee hayat boyunca sıkıntı nedir pek bilmeyen bir insan olarak bu ağrı ortaklığını nasıl alt edeceğimi hiç bilmiyordum.Öylece acılarımla yaşamaya çalışıyordum.Ta ki annem dün gece" yeter artık kendine gel.Beynine komut ver iyileştirsin seni " dedi. Yav annem ek iş olarak beyin ve sinir cerrahiliği mi yapıyor bilmem ama işe yaradı valla.Gece yatmadan bütün organlarıma seslendim..Yeter artık ağrı istemiyorum,napın edin yarına sağlıklı çıkın.Artık barış istiyorum.Benim suçum bunlar ,özür dilerim.Bir daha gereksiz yere sizi üzmeyeceğim." Ve sabah oldu...Yataktan rahat bir şekilde ,boynumu ve başımı daha mutlu bularak uyandım:)