16 Şubat 2010

Haraket Vakti

artık günü gelmişse zamandan,
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan...

     vakit gitme vakti artık.o  kadar beklemenin,o kadar sıkıntının meyvesi bu gitme.hem monotonlaşınca bazı şeyler gitmek gerek bulunulan yerden.biraz sıkılmışlık biraz monotonluk biraz da eğitim yine yollara düşürdü bizi.bu sefer bayağı uzaklara gidiyorum.yaklaşık 16 saatlik bir yol bu.( kdz ereğli-elazığ) 

    nasipse perşembe günü yola çıkacaz.cuma günü de elazığa varır kaydımı yaptırırız.sonra kalma yerlerine bakarız.sonra bizimkiler eve dönüşe geçer ve ben yeni yerime alışmaya çalışırım:) uzun zamandır istediğim bir şeydi.duyunca ben dahil herkes çokk sevindi.tebrik msjları,telefonları,yüz yüze tebrikler..popülerdim bu hafta yani:) aslında okul kaydı biraz daha geç olsaydı da şu kazanmışlığın tadını daha çok çıkarsaydım ,diye de geçiriyorum içimden:) şimdi biraz telaş oldu.eksikler alınmaya çalışılıyor,valizler hazırlanıyor ,gezmeler de ihmal edilmiyor:) yarın iki  tane gezmemiz var annemle:) annem işten çıkıncaa doğruu ilk gezmeye,orda iki  saat dur sonra ikinci gezmeye:) ikincisi planda yoktu lakin ben gidiyorum diye erkene alınmış bir gezme:) burdaan ev sahibesine çok tşk ediyorum,hamile haliyle benim yüzümden telaşe düştü.gerçi benim haberim olmadan yapılmış bir organizasyon.ayrıca  çok hoşumaa gittii :) annemin arkadaşlarından biri de hediye terlik almış sağolsun.valizime ilk onu koydum:) çok eşya götürmemeye çalışacam,bakalım becerebilecek miyim:) şimdilik bir büyük bir de küçük valivimiz dolu...bir de lapto  çantası var,sonra ayakkabı çantası olacak,bir de çantalarımı kotduğum çanta var.. :) bu ne beeee:) neyseki hazırlığımın büyük kısmı bitti.birkaç eşya dışında her şeyim hazır.sıkışıp bir şey unutma durumum olmayacak.
   neyseeemmmm...lafı çok uzatmayayım.vakitt ilerlemiş bir haylii..yarın erken kalkacam,bir sürü işim var,gezmelerim var,yarım kalan valizlerim varr,sonra gece izlenecek dizilerim var,filmlerim var... :)
  canımcım , her şeyin hayırlısı diye dua ettin.ve çok istediğin bir şey sonunda oldu.iyiki kazanışım,iyiki buraya gelmişim dersin inşallah..orada çok hayırlı insanlarla karşılaş ve oradakilere de senin çok hayrın dokunsun.sıkıtnı,stres,üzüntü uzak olsun senden.her türlü kaza ve beladan korusun seni Rabbim..kendine iyi davran canım...

13 Şubat 2010

garip bir GEN:)

bu geceyarısı hayatımda yapmadığım bir iş yaptım.. ( yaklaşık gece bir buçuk  civarında) evdeki bulaşık makinesi aylardan beri bozuktu.benımde deterjana karşı alerjim olduğu için bulaşık yıkamak sorun oluyordu.yaklaşık bırkaç hafta önce eldiven aldım da rahatlamıştım.neyse efendim bu gece bize gelen misafirlerden birinin oğlu tamir konusunda süperdir.dedik bir el at bizim makineye..tabi ben de yardıma koştum. veeee makine olduuuu:):) yakşalık ıkı saat uğraştık tabi.çok da yorulduk yanim.ama bir bulaşık makinesinn içinde neler var biliyorum artık:) üstelik vida sökme ve takma işinde de iyiyim:) elim yatkın böyle şeylere.ne garip değil mi:) deterjana alerjisi olan  narin parmaklarım tornavidayla   çok barışık:) zaten inşaat işine de olan merakımdan dolayı bende bir gariplik oldugunu biliyordum:) inşaatta amele gibi çalışmayı da severim ben:) söylemesi ayıp  balyozla beton kırmışlığım var yanim:) yaklaşık beş dakka kırma işlemim sürdü lakin ertesi gün sırtımda var olduğundan haberimin bile olmadığı kaslarım ağrıdı:) ama işte böyleyim ben..babam ve rahmetli  dedemden( ikisi de inşaat işinde ustadır.ellerine iş yakışır) bana geçen DNA yapısı bu, napalım...genlerimle oynayacak halim yok ya:) bu genlimi öncede fark etseydim inşşat müh. veya mimarlığı seçerdim yaw:) sen git en hassas mesleği edebiyat öğretmenliğini seç:P  eline al kalemi kibarca yaz dur..yaw tornavidanın verdiği zevki vermez ki kalem  :-))

neyse... bu garip genlerimi de yanıma alıp, gecenin kalan vaktini  (- güzellik uykuma yatmak üzere- )  yatağımda  geçireyim:)

12 Şubat 2010

ŞEYTANA KARŞI

 bu gece,yani cuma gecesi, çok güzel bir film izledik ailecek.kardeşim izlemeye başlamıştı ben de takılayım ona dedim ki iyi ki demişim. tv8 de izledik.güzel filmler veriyor o  kanal.kalasik tarzı,dönem filmleri. bu filmde de sınıf farklılıklarından bahsediyordu.aynı okulda olan iki grup gencin çekişmesi.bir tarafta aristokratlar diğer tarafta halktan kişiler.bu yüksek tabaka öğrencilerin diğerlerine yaptığı eziyetler anlatılıyordu.

izlerken sanki bana karşı yapılıyormuş  gibi hissettim ve acayip sinir oldum.yani nasıl bu kadar hayvanlaşabilir bu insanlar anlamıyorum ki.nasıl  bir gurudur bu ya? ben senden üstünüm, duygusu o kadar hakim ki...düşük tabakadan bir çocuk vardı,şöyle yağız delikanlı, o biraz hadlerini bildirdi onlara.hatta dövdü birkaç tanesini valla içimin yağları eridi:) keşke daha çok dövseydi:)

haksızlıklara karşı acayip sinirliyim.bana karşı da haksızlık yapıldı zamanında, o  zamanlar susmuştum ama artık kararlıyım susmayacağım.yanımdakine de haksızlık yapılırsa onu da savunacağım.haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan gibidir. ay çok dolmuş içim bu konuda..birinin diğerini ezmesine dayanamıyorum. neyse çok geç oldu,sinirlerim daha çok gerilmeden güzellik uykuma yatayım:) bol adalet dolu nice günlere..

7 Şubat 2010

Zor Günler Bunlar bee

onbeş tatilin son günündeyiz.yarın artık iş başı yapılacak.gerçi benim  için  fark eden bir şey olmuyor.umarım tatilin bitmesi işime yarar:)
  bekleme,sıkıntı,stres dolu bir tatildi benim için... sonuçları bekle,onu bekle,bunu bekle..tezcanlı ruhum iyi bir sınavdan geçti,hala devam ediyor tabi.uzun zamandır böyle bekleyşlerim olmamıştı.ayrı bir heycan,renk kattı hayatıma:) monotonluktan çok hızlı çıkış oldu:) tabi beklediğime değdi mi orası tartışılır.her şeyin hayırlı olması için dua ettiğimden sonuçlar görünürde olumsuz olsa da altında çok hayırlı nedenlerinin olduğu bilincindeyim ,çok şükür.( bir an cümle bitmeyecek sandım) tabi bu bilinçte olmak üzüntüye engel olmuyor.hayal kırıklıklarına da..olması kesin gözüyle baktığım yer olmadı.şokunu uzun süre atamadım üzerimden.neyseki şu ara biraz daha iyiyim.ama olumsuzluk dolu günlerdi benim için.pişmiş tavuk halt etmişti yani yanımda:) çok şükür ki şu an için tavuktan daha iyi durumdayım:) hele biraz önce aldığım haber içime bir damla su serpti.bir damla diyorum,daha fazlası değil:) ama buna da şükür,şeytanın bacağı kırılıyor sanırım:)

  hayatımda olumsuz bir şey istemiyorum uzun süre.bir şey istememeye razıyım,yeter ki hayır cevabını almayayım.o kadar hüsrana uğruyorum ki artık ben bile şaşırıyorum kendime.sanırım sinir dolması var.en ufak bir hayır cevabı içimde fırtınalara yol açıyor bu aralar.haklı bir hayır cevabı olsa da dinleyemiyorum artık.kırılmaya yüz tutmuş kalbim.ne dersen ters anlayacak durumda. ben bile bişi demiyorum artık ona.karşı karşıya gelmemek için uğraşıyorum.hele hayal dünyam..orasını çok uzaklara göndermenin derdindeyim.bir şey düşünüp hayal kurmamak için huzursuz yaşıyorum artık.oyalancak bir şeyler arıyorum ki kendimle baş başa kalmayayım. çok yükleniyorum kendime farkındayım fakat gücüm yok başka türlüsüne.işler yoluna girecek biliyorum,umut doluyum ben amaa.. aması var işte.boğazıma kadar öyle dolmuşum ki bir yudum su bile gitmiyor artık içeriye. lütfen artık bana hayır denilmesin.eğer denilmesi gereken bir durumsa o durumla karşılaştırmayın beni.

  aslında tatilde güzel geçen birkaç gün oldu ama şu an onları yazmak içimden gelmiyor.tatilim kötü geçmedi sayılır ama çok stresli ve heyecanlı geçti.biraz sıkıntı gerekli biliyorum.nasıl olgunlaşacak başka türlü.sıkıntılara göğüs germesini bir an önce öğrenmeliyim ki her şeye hazırlıklı olsun ruhum.. en kısa zamanda güzel haberlerin yazılması dileğiyle...

6 Şubat 2010

Anladım ki...

Dün gece hiç tanımadığım bir erkeğe,
Sırf sana benziyor diye,
Usulca sokulup ,merhaba,dedim...

kafası bozuktu kızın,her zamanki gibi...kafasını dağıtmak için dışarı attı kendini.şuursuz bir şekilde sokaklarda gezerken bir kafe gözüne ilişti.biraz uğrayıp bir şeyler içmek istedi.bir kahve isteyip düşüncelerine geri döndü.kafası karışık,gönlü kırgın,yüreği parçalanmış bir haldeydi.her zaman böyle mi olacaktı hayat ona karşı, bu düşünceler içindeydi.derken bir ses duydu, sandalye boşsa yanına oturmak için izin istedi genç adam.boş gözlerle adama baktı kız,konuşmak istemedi,o yüzden sadece kafasıyla olur işareti yaptı.hemen yanına oturdu genç adam,o da bir kahve istedi. yalnız başına kahve içmenin zevki olmaz,dedi genç adam.kahveler eşliğinde sohbete başladı genç adam.anlamıştı kızın moralinin bozuk olduğunu,ama hiç sormadı ona nasılsın diye.anlattı sadece, kızı aklındaki düşüncelerinden uzaklaştırmak istedi.bazen komik oldu,bazen psikolog,bazen de anlayışlı bir sevgili...amacı ,kızı biraz olsun gülümsetmekti.dinledi kız, kah hak verdi kah dalga geçti adamla.saatler geçti böylece.. artık kız da sohbete katılıyor,hatta gülüyordu... kızın ışıldayan gözlerinden cesaret aldı genç adam ve kıza bir soru sorma hakkını buldu kendinde...
- küçük hanım bu güzel gülücükleri her zaman görmek istiyorum.mümkün mü acaba?

şaşırdı kız.ne diyeceğini bilemedi.o eski ruh haline geri döndü.içi ezildi birden.halbuki iyi vakit geçirmişti genç adamla.moralini de yerine getirmişti..ama dedi yüreği, ama olamaz... bir şey diyemedi,sadece aklından bir mısra geçti ve masadan kalktı gitti..

anladım ki hiç kimse,
hiç kimse sen değil
hiç kimse senin gibi
canımdan öte can değil..

1 Şubat 2010

Güzel bir gün ölmek için,
Sorma neden,niçin,
Her şey yalnızlıktan.
Bak ,bak,bak
Güzel bir gün ölmek için..