30 Ocak 2010

Maziden Kalan Hoş Bir Sada

bu akşam müzik proğramı izledim.evvelden beri müziğe karşı bir ilgim vardır.küçükkene ( küçükken) elime alırdım süpürgenin borusunu ,kendime mikrofon yapardım ve başlardım şarkı söylemeye.bi de hatırladığım "dünya dönüyor ,sen ne dersen de" şarkısını söylediğim:) bu şarkıyı bağırarak söylerdim.belki de sesimi kısarak ,hani kimse duymasın diye. yani insan bebek şarkıları söyler dimi, yok efendim ben nilüfer 'den aşağısına konmam:) bugün bile o şarkıyı severek söyleri.,maziden halan hoş bir sada:)

bazen canım çok faazla şey çeker, şarkı  söylemek..tek başıma söyleyecem ama..yanımda biri olunca heyecan yapıyorum ben ya,sonraa zaten ince olan sesim daha da inceliyor.kuyruguna basılmış kedi gibi oluyor:) bu arada müzik dinlerken çok ayrım yapmam.fantazi ve arabesk hariç kulağıma hoş  gelen her tarzı dinlerim.  haraketli parçalarda coşarım,slowda hüzünlenirim,sanat müziğinde ruhum okşanır,operada( ki spente'yi çok severim) sesin kuvvetini hissederim..şu anda ise şebnem ferah çekti canım.bilgisayardaki şebnemleri bir araya getirdim şuan sadece onu dinliyorum.bu kadını her zaman severim.anlamlı sözleri olan şarkılar yazıyor.şeyy ben de onunla birlikte söylemek isterdim şimdi...şeyyy hem de çok isterdim..

bazen arkadaş meclislerinde nağmeler tüttürürüz. fenur, hadi söyle ısrarları alırım bazen.naz yaptığımdan değil ha, ben utanıyorum da ondan..sesim titrer,incelir de incelir... zaten incecik sesim var bee:)

eğer hayata bakış açım farklı olsaydı( ki şuankinden çok memnunum) kesin konservatuara giderdim.opera bölümünü (varsa tabi) seçer, dizilerde oynardım:) ne alaka deme şimdi.. opera söylerken rol yapılmıyor mu canım..adamlar obaa çalarken koşuyor da ,siz de haa:) hee bir de piyano çalmak isterdim.parmaklarım yetişir tuşlara diye:) şey keman da çalabilirdim.sonra yönetmenlerden biri beni keşfederdi ,hemen dizi teklifi yapardı.sonra sinema filmi derkenn gelsin şöhrett:) hem ses var hem görüntü hem yetenek misali dehşet bir şey olurdum be hacıı:) tabii şöhreti kaldırabilecek olgun bir ruhum da var yanii...

lisedeyken bir hayalimiz vardı arkadaşlarla.. öss'yi kazanınca bir bar kapatacaktık ve ben orda şarkı söyleyeceektim.hatta ( kimse duymasın ama) ben kendimi o sahnede hayal bile etmiştim defalarca..üstümdeki kıyafete varıncaya kadar..şarkılarım bar tarzı şarkılar olacaktı.öyle gazino vari değil:) ama yapamadık be blog..bak yıllar geçti aradan ve benim hala içimde bir kırık tebessüm olarak kalmış bu hayalimiz...

eee dinlediğimiz sanatçıya ayıp olmasın babından hemen onun bir kaç dizelerini yazayım..

   karlı dağların ardında biri yaşarmış
   bulut olur ,yağmur olur ,bize bakarmış
   hem uzak,hem yakınmış,
  yanakları al almış
  deli kzıım uyan, söylenenler yalan
   deli kızım uyan,bir tek sensin duyan...
 

28 Ocak 2010

Romantik Perşembe Kuşağı


 romantik bir perşembe kuşağından  merhabalar efendim:)  


kanallarda böyle kuşak günleri yapıyorlar ya ben de heves ettim:) baktım kafam iyi,anlatcak çok şey var,en önemlisi kahvem var en köpüklü ve en sütlüsünden, dedim bu gece olsa olsa romantik kuşak olur..ilham efendi de ara sıra kendisini gösteriyor,ara sıra çekiliyor.neyse canım idare edecez bir şekilde,yazının sonu gelir merak etme;) 


blog, beklemedeyim ben yine yaa...hayatımda hep beklemelerim olur benim.alışkınım aslında.sonunda kavuştuklarım da olur kavuşamadığım da. ama beklemesini iyi bilirim ben.zaman sınırlamam yoktur.hele ki birisi bekle desin, istediği zamana kadar beklerim.nedenini,niçinini sormadan beklerim.kavuşmanın cazibesi bütün ruhumu sarar, beklemedeyken çektiğim sıkıntılarımı unuturum. kavuşmanın o güzelliği... neyse bloğum,şuanki beklemem bir aşk için değil ,tamamen maddi bir istek.aşk gibi ruh yok o beklediğimde. yüksek lisans başvurularım vardı.iki tanesini yaptım,yarın da bir tanesi yapılacak.bir tanesi  açıkladı olmamış.kaldı ki  en çok istediğimdi.ama hayırlısı dedim,sesimi kestim.yarın bir tanesi daha açıklanacak.heyecanla bekliyorum işte. haftaya da yarın başvurulacak olan açıklanacak. işte yine bekleme,bekleme..


içimde garip duygular var..onları tam olarak hissedemediğim için midir,yoksa Türkçemin zayıf olmasından mıdır bilinmez isimlerini yazamıyorum. aklım karışık,kalbimdeki kaos anlatılamıcak kadar büyük..hangisine kulak vereyim, hangisini anlamaya çalışayım? hepsi birleşince işte kelimelere dökülemiyor içimdeki o  duygu... 

hissetmediklerimden bahsedeyim,belki yararı olur hissettiğimi anlatmaya.. mutsuz ,huzursuz,üzüntülü değilim.olumsuzluk hissetmiyorum. sadece merak,heyecan,ne olacak acaba korkusu ve olacak şeyler için heyecan, biraz umut korkuyla birlikte,yeniliklere açık olmayan duygularımla yeniye merak duyan duygularım, acabalarım,nasıl olur ki'lerim, güzel olacak diyen duygularım,ne olcak ki diyen cesaretim...iştee hepsi birleşince , şu kelime içindeki duygu  diyemiyorum.ama içimde bayagı his varmış  yazınca onu gördüm:) 


öyle işte bloğum,insan olmak kolay değil.zaten insan olmanın ağırlığı  altında eziliyorum bazen.iki zıt duyguyu aynı anda yaşarsın,aynı anda iki yol çıkar önüne,seçmen gereken iki şeyden biri vardır.birini seçersin aklın diğerinde kalır.yaptığın yanına kar kalırken yapamadığın hep  aklında ve yüreğinde kalır.ee değil mi ki ateş ve su vardır ruhumuzda,o zaman böyle zıtlıklar hissetmemiz insan olduğumuzun kanıtı.biri yakıcı diğeri ise söndürücü.. işte içimde çoğu zaman bu iki zıtlığı hissederim.bazen yakarım kendimi serinliğe ihtiyaç duyarak bazen de söndürürüm içimdekini ateşin sıcaklığına hasret kalarak...vel hasıl kelam, zordur yaratılmışların en şereflisi olmak... ama şükretmek gerekir ,bu şerefe nail olduğumuz için...


yazı boyut değiştirmeye başlarken, ben bitireyim.başı ve sonu birbirine uymayan karmaşık bir şey çıkmasın ortaya:) ben beklemeye devam edeyim,güzel haberlerim olsun da mutlu bir kuşak açayım sana:)

17 Ocak 2010

Nun yerine Mim...

          birkaç yıl önce dogum günümde kendıme kitap hedıye ettim. adı Nun Masalları... kıtabın başına da not yazdım.hayatında güzel masallar olsun diye... ondan sonra bır nun aşkıdır gitti bende..daha sonra aynı yazarın başka kıtaplarını okudum.orda da nun'dan bahsetti.tam olarak idrak edemesem de nun'un anlamını,bende farklı duygular uyandırdı. ama şimdi nun degıl  de mim var...kıtap alemındeki nun yerıne sanal alemdeki mim varlık gösterdi.mademki adettir bu alemde mimlenmek, varsın uyalım bu geleneğe yazalım mim yazımızı... ayrıca bizi mim'leyen arkadaşımıza da burdan sevgilerimizi iletelim ( ruhumun heykeli) , bizi layık gördüğü için bu adete..

1-2009' a girerken gözlerinizi kapatıp ne dilediniz? ne oldu?

     normalde yıldonumlerınde hıçbir şey yapmam.ama bu sefer degısıklık yaptım.gözlerimi kapattım ve yenı bır işe başlarken yaptıgım şeyi yaptım. Besmele ile yeni yıla girdim.gözlerimi açtım ki ne göreyim bizim evin duvarı karşımda:)


2-2009'un en mutlu eden olayı nedir?

    sanırım işten ayrılmam:) kurtulduğuma çok sevinmiştim.


3-2009'un en çok üzen olayı nedir?

     sevmediğim işime girmem..


4-2009 Sizce ne renkti?

    valla bana kalsa tecrübenin rengi.ama onun rengini bilmediğim için çok sevdiğim rengi yazayım : mor


5-2009'u tek cümle ile anlatır mısınız?
 
     hamdım,piştim.


6-Yılbaşı hediyesi ne aldınız?

    böyle bir adetim yok.


7-2010 yılı için ne dilediniz?

   herkesin( arkadaşlar ,aile falan) sağlıkla,mutlulukla yaşayacağı bir hayat için dua ettim. önceki yıldaki bütün aksiliklerin bu yılda olmamasını istedim.ama bakalım nasıl  güzel tecrübeler beni bekliyor:)

       işte mimlendiğimin resmidir :) birine desem ki  ben mimlendim die , amanın naptın kız der :) ama şu durumda mimlendim die yüzümde bir gülümseme:) daha neler görcez bakalım şu sanal-i alemde:)

7 Ocak 2010

Kötüyüm ben kötüyüm

sabırla beklemedeyim...ben sabrediyorum ama suratım köy yollarına döndü. hayatımda çıkarmadıgım kadar sivilce çıkarıyorum bu aralar.bana kalsa stres yapmıyorum,sakince bekliyorum.ama bilincim benden akıllı olacak ki olanları farkında ve bana farkındalıgını sivilcelerimle hissettirmeyi biliyor. yüzümün bir yanı yaklaşık beş sivilce ile şereflnmiş durumda ki sivilce nedir bilmeyen biriyim. aynaya bakınca gayet çirkin bir yüz görüyorum ki bu yaratılışıma bir isyan değildir, asla... zaten bu ara aynaya da bakasım gelmiyor. kendimi gayet çirkin hissettiğim günlerdeyim. üstelik bugün de sinirlendim yine. sinirlenince bağırıp çağırmıyorum ama içimde kalıyor bir şeyler.

begendiğim nevresim takımlarını alamıyorum kaldı ki kredi kartı borcumu da ödedim.ayrıca bir tıkla halledilecek işim. neden hala bekliyorum? inanın ki bilmiyorum. begendıgım şeyi alamıyorum, enterasan...

begendığım bır kıyafet vardı.bugün fiyatını sordum çok pahallı geldi.etiketin yarısı olsun alacam.çok hoşuma gitti. ama şimdi al(a)madım içime oturdu.

bugünkü pastanede yediğim ekleri begenmedim.üstelik çok az geldi.başka isteyecektim ama sinir oldugumdan istemedim. sakince sinirlendim.o da nasıl oluyorsa artık.

çizmeme gıcık oluyorum.kaldı ki geçen sene indirimden almama ağmen tonla para verdim onlara.sonra yeni bir tane aldım ama onun da fermuarını bozdugum için tamir edilmesini beklemek zorundaım.bu arada siyah çizmelerimi giyiyorum da saolsunlar amma ağırlar. bacagım agrıyor şu anda..

bu akşam gittiğim misafirlikte yediğim çerezler midemi bozdular.bu suratın haline bakmadan utanmadan yani yedim hepsini.sanki suratımdan intikam alır gibi. ama gecenin bu vakti oldu midem hala fena...

daha yazacak çok hoşnutsuzlugum var ama bu gecelik bu kadar,ellerim de yorgun. bazen bir işi yaparken inanılmaz aksilikler yaşar son anda hiç beklemediğim bir şekılde işlerim hallolur.yani mucıze gibi olur. şu anda da o bazenden birini yaşıyorum. inanılmaz aksilikler kol geziyor hayatımda. biliyorum her sey bekledıgımden çok daha kolay sonuçlanacak..amaa... o son an ne zaman gelecek ... ?

4 Ocak 2010

Kar

Karlar düşer,
Düşer düşer ağlarım,
Hep ismini,
Hep ismini anarım....

yılın ilk kar'ı...haftanın ilk gününün öğlen vakitleri...kahvaltı hazırlarken o melek gibi beyaz damlaları görünce bıraktım yemeği yazmaya başladım:) şimdi de perdeyi çektim ki o beyazlığı daha güzel göreyim. her bir taneyi bir meleğin indirdiğine inanan ben karın yağmasını bir kutsallık olarak atfederim. sanki gökten bereket,güzellik yağıyor. beni mutlu etmeye yeten bir manazara:)

hadi çok yağsın, okullar tatil olsun,herkes kar topu oynamaya bahçelere dökülsün:)

2 Ocak 2010

yeni yılcık:)

yeni yılın ilk günleri biraz soğuk başladı ki olması gereken de bu.yılbaşının cumaya denk gelmesıyle tatıl dilimi biraz daha uzamış oldu.yorulmuş olanlar varsa güzelce dinlensin:)

yeni yıl dileklerinde bulunmadım,bulunmayacağım da. yeni yıl ne ki bana bir şey getirsin. doğum günüm daha özel beim için, o zaman dilekte bulunabilirim ama yılbaşında değil. ama yine de yeni yıla girerken birkaç bir şey geçirdim içimden,ama o da bana kalsın.

2009 yılının başı farklıydı sonu farklı oldu.başlangıçtaki ben ve sondaki ben çok farklıydık.baştaki kalbimle sondaki kalbimin farklı olması gibi.baştaki tecrübesizliğimle sondaki tecrübem gibi.baştaki sahip olamadıklarım sondaki elde ettiklerimde olduğu gibi... başı ve sonu farklıysa bir yılın, geçen zaman zarfında yapmışız demektir güzel şeyler. hiç olmazsa bir haraket etmişiz güzel olduğu tartışılsa da.

yılın ilk günlerinde içimden gelen ve olmasını istediğim iki dileğim var: biri haraket.eğer durağanlaşıyor ve üretkenlik yoksa biraz haraket iyi gelir düşüncesi. uzak yerlerde haraket ama bu. uzak kentler,şehirler,farklı insanlar, değişik problemler,farklı sevgiler, değişik yemekler, ilginç alışveriş merkezleri... ikincisi ise birazcık özel bir istek...paylaşmak istemiyorum, büyüsü kaçmasın,sadece bana ait olsun diye.paylaşmaya bile kıskandığım bir istek. olma ihtimalleri ne oranda bilmiyorum ama bekliyorum sabırla. geçenlerde annem dedik: " sen tezcanlı bir insansın ama aynı zamanda sabırlısın da." ben de kendim hakkımda öyle düşünüyordum ve annem sağolsun dile getirdi.

yeni yılın ilk günlerinde değişik şarkılar dinledim.kardeşim sayesinde ilginç bir laz grubunu tanıdım kaldı ki begendim kerataları:) eğer şarkılarının sözlerini bulursam yazarım.sonuçta onları dinleyerek yazıyorum, şarkılarını da not düşeyim de mi:) bir aşk şarkısı ama müzik kısımlarında oynanabilinecek kadar haraketli:) işte benim laz milletim; aşıksan vur saza ,şöforsen bas gaza cinsinden :) romantizm buraya kadar,stop:)

ehh hadi yeni yeni nice yıllara akalım.yeni yeni nice insan tanıyalım.yeni yeni nice güzel işler yapalım. yeni yeni nice öğrenci yetiştirelim.yeni yeni evler düzelim,yeni yeni ayakkabılar,çantalar alalım.yeni yeni nice çocuklar doğurup ülkeye bir fayda sağlayalım:)

adet üzere;

Marsis dağı yine başın kar mıdır?
Yaylalarda çimenlerin var mıdır?
Yalan dünya sana bana dar mıdır?
Ah ulan sevdalık yaktın canımı…

Yalan dünya sana bana dar mıdır?
Ah ulan sevdalık yaktın canımı…

Gidelim sevdiğimin yoluna
Karışalım taşına toprağına
İsyan olsun ha bu derdin dünyaya
Ah ulan sevdalık yaktın canımı…

not: bu şarkıyı sizinle söylemek keyifli olurdu gençler ; )