17 Aralık 2008

Mutlu Yıllar :)

sevda kuşun kanadında ürkütürsen tutamazsın
öfkeyi de sapanla vurursun da saramazsın
hayat suyunun sırrını çeşmelerden bulamazsın
ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın

kendime bir mektup yazdım..kendimi anlatmak istedim belki, olmak itediğimi yazdım belki..bilemedim tam cevabımı..yaşımın son demlerinde kendime bir anı bırakmak istedim belki...yazayım ki yeni yaşıma rahatlamış,boşalmış bir şekılde gireyim istedim belki.. her şey yeni olsun benim için istedim,yenileşmeye de aklımdan başlamak istedim..belki... kalmasın hiçbir şey,hiç kimse..rahat gireyim müsadenizle yeni yaşıma..şöylee boşalmış bir kafayla..yıllardan beri ihtiyacım olan şey şu kafa huzuru..düşünmeye çok fazla ihtiyacım olduğu şu dönemlerde kafamda hiçbir şey olmasını istememe gibi bir tezatın ortasındayım...bir günlüğüne izin verebilsem kendime şöyle düşünmeden haraket etsem..denizin karşısına geçsem de sadece baksam dalgalara..yanımda sadece kendim olsam..hıç konuşmadan saatlerce dursam..yarın işten izin verseler keşke git bir dinlen diye..
atsam içimdeki her şeyi..ee kolay değil koskoca 22 yıl var içimde.. bu yıllarımın çoğunu gülerek geçirsem de içten ağlamalarım çok oldu..en çok da hep güçlü görünmek yordu beni şu hayatta..ağlamanın hafifliğini yaşayamadım ben, çok içimde kaldı bu durum..şöyle saatlerce hıçkırarak ağlamadım hiç...ağlasam rahatlarım diye akıtmadım içindeki sıkıntıyı dışarı...içimde olsun kendiliğinden geçsin istedim..
tek bu konu değil ki söylmek istediğim..cesaret de edemedim ben en cesaret göstermem gereken yerde.. karşımdakinin cesaretini ölçtüm de kendiminkini es geçtim hep...cevabı içten içe bildiğim için sorma gereği duymadım belki de.. diyemedim sevdiğimi, anlatamadım korktuğumu, bağıramadım avazım çıktığı kadar, söyleyemedim doyasıya sevdiğim şarkıları, okuyamadım yarım bıraktığım tutunamayan insanların romanını, tutunamadım hayata "tutunamayanlar "gibi.. bütün bu keşmekeş içinde büyüdüm ben.. yaşımın son gününe bile geldim.. yeni yaşımda yin bu fatmanur mu olacağım ben bilemeyerek giriyorum yeni yılıma..
hep şikayetçi değili m tabi kendimden..şımarmıyım diye olumsuzluklarımı önce yazdım:) severim ben kendimi..bu aralar pek anlaşamasak da kendisiyle ,iyi kızımdır:)bunca yıl tahammül edebildim yani:) neyse geç olmadan bitireyim.. şarkıda da dediği gibi hayat sırrının suyunu çeşmelerden bulaamazsın ama sen biliyorsun bulacağın yeri..gittiğin yol ,olduğun yer hayat sırrına gtirecek seni..yanına alman gereken şeyler seninle birlikte zaten..sırrın içinde saklı..ona iyi bak..
bir nasihatım daha olcak sana..cesur ol..ne olur acaba diye korkacağına yaptıklarının sonuçlarına katlanabilen sorumluluk sahibi birisi ol... dünya üzerindeki sayısız meleklerden birkaçı seni korumak için burdalar..dualarım seninle..

13 Aralık 2008

bu aralar hayatla aram pek iyi gitmiyor..bana gıcık sanırım biraz ki beni de gıcık ediyor..sıkıntım çok veya bana öyle geliyor ki muhtemelen bana öyle geliyordur..alıştım her şeyin düzgün gitmesine biraz zorlanınca hemen vızırdamaya (bu kelimeyle ne kastediyorum ben de bilmiyorum ) başlıyorum.. kolay bir yıl değil bnim için üstelik bundan sonra gelecek yıllar da bu senekinden çok farklı olmayacak..hayatın zor olan kısmının dağlarına tırmanarak gidiorum sanki..karşılaşacağım zorluklar önceden belirlenmiş ve ben önüme ne çıkacağını bilmeden yürümeye çalışıyorumm..yol nereye varacak, ne kadar gidebileceğim,hangi mevsimleri göreceğimi kestiremeden gidiyorumm..işte böyle anlarda anlıyorum ki insan olmak ağır bir duygu..bu aralar ağırım kendime biraz işteee...

27 Kasım 2008

en son yazımdaa bir kolye almak istediğimden bahsetmişim..çok şükür geçen hafta aldım:) sonraa tatıl ıstıyorum yazmışım, eee o da tamam..bugun tatildeyimm...eee yogunluğa da alıştım artık sayılır.. velhasıl everything is ok:) bayrama da az kaldı...yanıı büyük tatileeee:) öğrenciyken nasıl katip ediyorsam şimdi de oyleyım yaa..ne zaman tatil var diee bakardım takvime hepp...
neyseeee çok fazla geyik yapmıyımm..biraz sonra annemlerr kutsal topraklara gideceklerr..evde onun telaşı war..Allah herkese bu güzel duyguyu yaşatsın..orayla ilişkisi olduğuna inandığım bir şarkıyla sonlansın bu yazıcım...
yandım yandım yandım yandım
ahh ki ne yandım
bana yeniden şarkılar söyleten kadın
baka baka doyamadım hem kokladım da
şarhoşluğum geçmedi hala
içimde sevdan
.......

eğer Kabe'ye bir cinsiyet verilseydi bayan olurdu bence...ve bu şarkının derinlerine inince insan seziyor işte bişiler....

10 Kasım 2008

az iş çok tatil yapmak, ben hep mutlu olmak,istediğim her şeyi zamanında yapmak, istediğim kadar çikolata yemek,hiç kilo almamak,haftasonu tatil yapmak, beğendiğim kolyeyi almak istiyorummMmMM....

7 Ekim 2008

Çok uzun zamandan sonra merhabaa
İş hayatı sonra bayram derken yazı yazmamışım ne zamandır..Bu gece müziğimi dinlerken ve kahvemı içerken aklıma geldi ne zamandır yazmadıgım..müzik ve kahve.. yazma ortamım:) İleride kitap yazarsam eğer bana ilham verecek ortamım hazır:) Tek başşıma olduğum bir oda,duvarlar açık renge boyalı,odada bir koltuk var ,çok rahat ,pofidik bir koltuk,şu televizyon koltuklarından biri.rengi kırmızı olsun..duvarlarda kitap koymak için düzenlenmiş tahtalar..duvarlar boydan boya kitaplarla çevrili..Türkçe ve osmanlıca sözlüğüm yanımda( onlardan ayrılamıyorumda:) ) tahtalar koyu kahwerengine boyalı,eskitilmiş bir havası olsun.. bir duvarda bir manzara resmi var, deniz ve dağlar var sadece ve uçsuz bucaksız ufuk..her baktığımda kendimi kaybettiğim bir derinliği olsun denizin..masamda kocaman ve çok sewımlı kupamla kahvem...çok sıcak,hala dumanı tütüyor..v hep oyle sıcak kalsın istiyorum..yrde bir müzik seti ve benim çok sewdıgım veya sewebıleceğim şarkılar çalıyor..odanın her tarafında kolon oldugu ıçın şarkı bütün odayı dolduruyor..kahvemden bir yudum alıyorum ve şarkının melodisine kaptırıyorum kendimi..elime kalemi nasıl aldım nasıl yazmaya başladım anlamıyorum bile..ilham ve ben pek anlaşamıyoruz..ben sürekli yanımda olsun istiyorum fakat o yanımda olmak için benden çok şey istiyor..bırak kendini ruhunun derinliklerine dıyorr..karşı çıkıyorumm ona..ya o derinliklerde bogulursam bir daha geri gelemezsem diyorum inatla..eğer bogulmazsan bazı derinliklerde senin yanında işim olmaz benim diyor..derinliklerde boğulan başkalarının yanında olmalıyım , onların bana ihtiyacı var diyor..hep böyle kavga içindeyiz..bir kere dene diyor ısrarla..beni hissedince gerçekten içinde işte o zaman açarım sana bütn kapılarımı ve sen de yazarsın uzun uzadıya..içinde ne varsa dışarı çıkarmak istediğin, anlatırsın diyor...mantıklı gliyor bana söyledikleri amaa bir şeyi unutuyorum..ben bilmediğim derinliklere dalamam, cesaretim yok,hep çılgınlık ısteyipte en ufak bir aykırılıktan korkan bir insan gibi..hiç bir konuda olmadiki bu konuda cesaretim olsun..welhasıl ileride yazmayı düşünürsem eğer işte bu ruh halinde ben ve bu modelde bir odam olacakk..duvarlar ve ben bakacaz birbirimize ta ki ilham efendiyi kabullenincye kadar ben...

18 Eylül 2008

Ramazanın ortalarını geçtik artık..bu yılki ramazan benim için farklı olduu..her ramazanda öğrenci olurdum ama bu seferkinde öğretmen oldum..raazan bir ben işe başladım..yoğun bir temponun için girdimm..ilk başlarda zorlandım şimdilerde ise aç ve susuz kalmak pek dokunmuyor..sadece ramazan ayını hakkıyla geçiremiyorum o üzüyor beni..her neyse aslında yazasım yoktu bu gece fakat paylaşmak ıstedıgım bır şey oldu biraz önce...çok sevdiğim bir yüzüğüm vardı..bundan birkaç ay önce kaybetmiştim...çok uzumuştum..o kadar aradım ama bulamadım..bu gece başka bir şey ararken birden yüzüğümü bulma düşüncesi sardı beni..aradığım şeyi bırakıp yine yüzüğümü aramaya başladım..veee mutlu son:) normalde baktığım bir yere tekrar baktım ve elıme yüzüğüm geldii..Allah ım o kadar sevindim ki.. sanki oraya sonradan konulmuş gibiydi..bunca zaman bulamamamın başka açıklaması yok:) en son okuduğum kitapta işaretleden bahsediyordu...işartler ınsanı kişisel menkibesine götürürmüş..fazla hayal perestlik midir bilmem ama bu buldugum yüzük bana bir şeyin işaretii...weya ben oyle olmasını istiyorum..ewet kesinlikle ben öyle olmasını istiyorum:)

kitaptan bir kuple:)
bulduğun şey eğer saf maddeden yapılmışsa hiç bir zaman çürümeyecektir...
bulduğum hiçbir şeyin çürümemesi dileğiyle....

10 Eylül 2008

olamazdım senle
yapamazdım senle
yaralıydı gönlüm
hergün seninle

insanlar gönül yüzünden ne kadar çok acı cekmiş ki böyle güzel cümleler dökülmüş yüreklerinden.ferhat göçerin dediği gibi acıdan gecmeyen şarkılar biraz eksiktir..şöyle insnanın içini titreten ,yüreginin derinlerine hitap eden şarkılar yazmak için yüreginin derinlerinde çok güçlü( iyi veya kötü) bi duyguyu barındırması gerekiyor sanırım..belki de bu yüzden hiçbir zaman yazamadım ben şarkı..halbukı dinlemesini v söylemesını çok severim..başkalarının duygularıyla idare ettim yüreğim acıdıgı zamanlarda..sadece şarkıda mı böyleydim..hıçbir zaman aşk adına birkaç kelime bile karalayamadım..kaldı ki aşkın ilmini okudum,hem İlahi olanını hem de beşeri olanını..anlayamadım mecnunu bir türlü, neden düştün bir leyla için çöllere dedim durdum..ama cevap vermedi,biliyordu vereceği cevabı anlamayacağımı..belkı de o yuzden cevap alamadım ben ne mecnundan ne de başkalarından..tahirle zühre meselsıydı ya bu iş ne zühre olabıldım ne de tahiri buldum şu hayatımda..çok şey sevdım de şu hayatımda bir tahiri sevemedim karşılıksız..elmayı seviyorum die tutturdum elma da beni sevsin die..vardı elbet benimde kendimce haklı oldugum sebeplerim..elma beni sewmezse ne yapardım ben..nasıl dayanırdım bu acıya..bekleyemedım bir turlu,yolun ortasında vazgeçtim hep..mecnunu bu noktada anlayamadım aslında..nasıl dayandı bunca acıya,nasıl devam etti sevdasına gözlerini kaybedene dek...
hatırladım mecnunu okurken benım aklımın nerde oldugunu...ders bitsin de çıkayım şu okuldan die saate bakarken kaçırdım mecnunun bana vereceği cevapları...sıkıldım,bunaldım,devam edemedim derse...düşündüm , ya mecnun bir gün aklımı çelerse, napardım o zaman...

5 Eylül 2008

benzemez kimse sana
tavrına hayran olayım
bakışından süzülen
işvene kurban olayım

bir yandan yazarken bir yandan müzik dinliyorum.çok sevıdgım bir şarkı.tarkan da müzeyyen senar da çok iyi yorumlamışlar,dillerine sağlık. yazma maksatım şarkının bende uyandırdıkları değil.yazmak istedim,dedim bayagıdır muzık zevkımden mahrum kaldım acayım bir müzik ruhum dinlensın..yoğun ve sıkıcı günler geçiriyorum..yeni işimde biraz yoruluyorum aynı zamanda sıkılacak çok vakit buluyorum..çok ders çalışmam gerekiyor ama ben eve zaten çok yorgun geliyorum..iftardan sonra biraz derse bakıyoum sonra yatağa gidiyorum...sabah beni bekleyen bir işim var çunku..işleriimi yoluna koyunca çok rahatlıcam da şu aralar sıkıntılı günler geçiriyorum işte... insallah bn pes etmeden önce işler yoluna girer:) yoksa bırakmam an meselesi..:) çalışmak bana göre deilmiş pek,en iyisi okumaya devam:) bakalım zamana bıraktım,başka diğer şeyleri bıraktığım gibi.. bu iş benım için çok ıyı oldu aslında,çunku çok dert ediyordum ne zaman iş bulacam diye..hiç beklemediğim bir anda Gökten indi,önüme koyuldu..ben de tereddüt etmeden kabul ettim, dedim dualarımın neticesi bu...bu konuda Allah ım sana çok teşekkur ederim..dualarıma karşılık verdığın,beni sevdiğin için..şeyy nasıl diyecem bilmiyorum ama benim bir isteğim daha var? bilmem isteme hakkım var mı hala..bi mucize daha istiyorum.. (daha sonra yıne mucızeler ısteyebılırım,suanlık bu mucızeyı ıstıyorum:) ) onu işimden daha çok istiyorum aslında..bakalım artık,Senden gelen her şeye razıyız biz, Sen en iyisini bilirsin bu yüzden sadece Senden yardım ıstıyorum..mucızeye ıhtıyacım var gıbı, ama hayırlısı olsun..beklemedegim ben, her zaman oldugu gibi..
yazı yazarken müzik dinledıgımı basta yazmıstım, moralım cok ıyı deıl ya ıyıce kafa bulayım dıe dınlıyorum aslında:) daha da depreşeyım, melankoni olayım, hüngür hüngür ağlayayım ( bunu attım,yapcagım bısı deıl:P ) die dınlıyorum.. ama şu sezen aksu'nun ,yol arkadasım, sarkısı bayagı hoş ya..yanı dınl dınle gir depresyona, hüzünlü hüzünlü otur,aklına hep kaybettıklerın,geride bıraktıkların gelsın ve ıyıce canın yansın.. ayyy çok karamsar oldum dimi:) bunları yazan ben deılım,ellerım:) dusunerek yazmıyorum,yazarak dusunuyorum..sonra ortaya böyle abuk sabuk şeyler cıkıyor...en ıyısı ben çokk dusunup az yazayım:) göruntu kırlıgını canım benımkısı:) karamsarlıgıkla ve gulucuklerle dolu ( ki yaşadıgım her seyın neredeyse zıttını da yaşıyorum) bu şaheser yazıma son wermelıyım, yarınki dersıme çalışmalıyım..eeee gelecek bizim ellerimizde ,kolay bi iş değil bu...

31 Ağustos 2008

Yarın iki güzel gün başlıyor benim için..Birincisi öğrencılık hayatımdan bır kademe yuksege atladım.artık öğretici konumuna geçiyorum.bugüne kadar ne öğrendiysem anlatmanın vakti geldi şimdi.içimde tarif edilemez heyecan v korku var. yapabilir miyim acaba diye..ilk zamanlar kolay olmayacak tabi,hele bıraz bi zaman geçsin.ikinci güzellik ise Ramazan ayının başlaması...işime mübarek bir ayla başlamak bana şans getirecek,yani ben ona inanıyorum:)ramazanın gelişini bir gun önceden(teravıhle) karşıladık...bugun de alışverişe gıdınce ınsanları gordum bir sürü kişi alışverış yapmaya gelmış sırf ramazan ayı geldiği için.bu çok hosuma gıttıı..dıger aylardan farklı bır zamana geciyoruz,bu ay diğer zamanlara benzemez v biz bunu alışverışlerımızde bıle hıssedıyoruz...alınan şeylerın ıçınde en çok bu ayı hatırlatan hurma çoğu sepetleri dolduruyor...ayrıca kadayıflar revanıler,tatlılar hepsi bu ay farklı dıyor sanki...hele gecenın bır vakti kalkıp yemek yemek bu ayı çok farklı kılıyor dıgerlerınden..anlatmak istediğim bu ay diğerleri gibi değil v biz bunu hemen her seydee hissediyoruz..bu güzel farklılığı inşallah çok hayırlı şekılde geçiririz..Hayırlı Ramazanlarrr ,bu ayın farkını hisseden herkese..

26 Ağustos 2008

aklıma ne gelirse yazmak istiyorum..öncelikle bir arkadaşıma (arkadaşımın kankası yazdı)yazılan nadide bir şiiri paylaşmak istiyorum:

nasılsınız size çok aşıkım yaşım 19,98 sizinle yada kardeşinle yada arkadaşızla evlenmek istiyorum boyum 1578 kilom fena değil ama aşıksam vur saza şüfürsen bas gaza diyenlere inat zayıflarım hem vallah hemıde billah yani ben dedimse yanı sen demedinse amaannn yandan aklıma ne gelirse yazdım. Nasılım ama orhan pamuk gibin yazdım demi tam oskarlıkım:)
hayattaa böyle nadıde satırlar yazan insanların olması çok güzel.yoksa hayat o sıkıcı halıyle çekilmezdi:)daha nice şaheserler bekliyorum,bu oskarlık yüce insandan:)
neysee bende kahvemi içerken çok sevdiğim bir şarkıyı dinledim.
mademki yeminimiz var,
madem aşk kader,
işte geldim,bilmesinler
yarına kadar

bil ki artık dönüşüm yok,
gitti son vapurlar
sakla beni,bulmasınlar
sabaha kadar
..... incesaz,firar...

neden firar ediyor bu insan bilmiyorum ama benim de edesim geldi...zaten gitmek istemişimdir hep bir yerlere...hala gitmek istediğime göre demek ki daha varmadım gitmek istediğim yere..weya wardığım yerin neresi oldugunu bılmedıgım ıçın hala gıtmek ıstıyorum..bir çok giden memnun ki yerinden,çok seneler geçti dönen yok seferinden anlayışına sahip olmasam da pek yani gittiğim yerde mutlu olsam bile dönmek isterim elbet bir gün...bırakıp gidemem ki ben..geridekileri düşünürüm hep ,kendim ısrarla gitmek ıstesem de...bir gün ,belki, bilinmez yolum düşer bir firar şehrine...o zaman arkada bıraktıklarım üzülürlerse de bilsinler ki ben mutluyum,hep bunu istemiştim aslında...

24 Ağustos 2008

Her zaman olduğu gibi dün akşam da kızlarla buluşunca eski okul günlerimizi andık derinden.Hem ortaokulda hem de lisede beraber okuyunca insanın çok anısı oluyor doğal olarak.Biz de her zaman anılarımızı taze tutan insanlarız.Dün biraz daha farklı bir şey oldu.Bir tanesi lise yıllarında yazılmış bir yazı bulmuş ve getirmiş..İkimiz arasında geçen bir diyalog.Yazının ön tarafında tarih sınavı soruları var.(misakı milli,Sivas kongresi falan soruları var)Şimsi ben bu güzel diyaloğu yazıya dökeyim ki ölümsüzleşsin:) Hani kağıt yırtılır falan,bu güzel anektot yok olmasın:)Yazıyı arkadas da ben de sol elimizle yazmışız.Atraksiyon olsun diyedir büyük ihtimalle..Eeee öss ye hazırlanan stres altında genç kızlardık o zamanlar..
Arkadaşım:
F.nur sen kendini beğenmişin tekisin.Kendini güzel anıyorsun fakat tipsizin tekisin.Birazda aptalsın.Tabi bunu biliyorsun fakat bilmezlikten geliyorsun.Seni sevmediğimi biliyorsun.Seni yanımda zor gezdiriyorum.Artık senden bıktım.Bu arada şu çeneni kapa,hele şu sesin her dakika şarkı söylüyorsun.İşte o zaman deli oluyorum.Yani sus diyorum.Fatmanurrr yok bişee
Fatmanur:
..... yazdıkalrından dolayı sana kızmadım.biliyorsun b en iyimserim.Seni sevdiğim için yazdıklarından dolayı sana kırıldım.Ama ne yapalım kaderime boyun eyeceğim.Kendine başka bir arkadaş bul.Gidiyorum buralardan tüm rüzgarlar senin olsun,benden ayrı rüyadasın,dilerim bir gün uyanırsın...byee
Olayın psikolojik tahlilini yapmayacağım elbettee ama birkaç bişi diyim yanii:) Sevgili arkadaşım .... , canım benim ilkokuldan beri tanışıyoruz.Lisede de beraber olunca haliyle biraz sıkılmışın benden.Haklısın bebişim.Yazdıklarından da sınav zamanının yaklaştığını,tırlatma noktasına dem vurduğunu anlıyorum.neyse canım artık sağlıklı insanlarız:)
Benim cevabıma gelince yaw ben ne kadar iyi bir insanım:)ve de kaderci:) Ayrıca müzik kültürümün de her zamanki gibi iyi olduğunu belirtmişim yani:) Bu güzel dostluğumuzun iki cihanda da sürmesi için duacıyım...eee bu yazı elbette bir şarkıyla bitmeli:
Bir kıvılcım düşer önce büyür yavaş yavaş
Bir bakrsın volkan olmuş ,yanmışsın arkadaş,
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Bu en güzel bu en sıcak duygudur arkadaş

Ortak olmak her sevince her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu beraberce el ele
Olmasın hiç o ta içten gülen gözlrde yaş
Bir gün gelir ayrılsak bile seninle arkadaş
.........

23 Ağustos 2008

Bir gün bunalırsan ve sıkıntını paylaşmak istersen beni ara,
İki elim kanda olsa gelirim,sıkıntını yok ederim.
Bir gün ağlayacak gibi olursan da ara beni,
seni gülderemem belki ama söz veriyorum
Senle birlikte ağlayabilirim.

Bir gün uzaklara kaçmak istersen beni aranaktan çkinme,
Seni durduramam belk ama senle birlikte koşabilirim..

Bir gün kimseyi dinlememeye karar verirsen de ara beni,
Ağzımı açmayacağımı,söylemediklerini bile dinleyeceğimi bil.
Bir gün beni üzdüğünü düşünrsen de çekinme,yine ara beni,
Göreceksin sana kıyamam,kızamam,üzemem seni..

Bir gün beni ararsan ve benden bir karşılık alamazsan...
Söz ver , o zaman sen ulaşmalısın bana..
Çünkü o an bir meleğe gereksinim duyduğumu bilmelisin...


ne olursa olsun beni her zaman arayın emii:):)ben öyle kızamam ,küsemem.. kırılsam bıle arayınca zaten en fazla 2 dakıka sonra yumuşarım:) ama olduki aramadınız işte o zaman biterim ben..çünkü benim de arayacak gücüm olmaz..aaaa oyle küs küs durulmaz...arayın beni anacım,görüşürüz bayyy:):)

22 Ağustos 2008

Canım bi şi yapmak istemiyor..çalışman gereken bir ders,bitirmem gereken bir kitap,okumam gereken bir gazete,toparlamam gereken bir ev,izlemem gereken bir dizi,yemem gereken bir kahvaltı,başvurmam gereken bir yüksek,yapmam gereken bir proje var..Fakat ben hiç birini yaapmak istemiyorum...Hepsi kendiliğinden olsunlar ,ayagıma gelsinler ve beni hıçç yormasınlar.sorunum tembellik değil,içten gelen bir isteksizlik...Sabahın köründe kalkıyorum,yapcak bişi bulamıyorum.Bıraz ders çalışmayı deniyorum on dakkadan sonra sıkılıyorum sonra gazetemi okuyayım diyorum ondan da sıkılıyorum atıyorum bir kenara gazeteyi sonra tv ye bakayım diyorum ama tv yi açacak gücü bulamıyorum kendimde...vel hasıl öylece durup hiç bişi yapmak istemiyorumm..işin en kötü tarafı artık çikolata bile eski tadını vermiyor bana..(gerci rejim yapıyom die kendimi şartlamış da olabılırım çikolata konusunda) ne kadar sürer bu ruh halim bilmem amaa benim hiçç hoşuma gitmiyor valla..yani o kadar hayat dolu oluşuma şimdi bu ruh(suz) halim hiç yakışmıyor.bana ait olmayan bir fatmanuru yasıyom şu sıralar..bakalım ne zamana kadar sürecek ve ben daha ne kadar tanımadıgım fatmanurla karşılaşacam şu ömrümde..

20 Ağustos 2008

Abant

Karadenizin en şirin ilçesi olan Ereğli'de bugün bir hareketlilik vardı.Öncelikle en şirin olduğu konusunda gerçekten iddaalı olan güzel memleketten azcık söz edeyim.Hatta çok kısa özet yapayım: deniz,yeşillik ve muhteşem sahil...Can sıkıntısına çok iyi gelecek bir ortam.Akşam üzeri hafif rüzgar eşliğinde gözlemeler yenilirken yanında sıcak bir çay çok süper oluyor doğrusu.Neyse efendim herkesi bekleriz bu güzel yerleşkemiz.Gelelim bugünkü harketliliğe...Abanta gezi vardı.Yaklaşık üç bin kişi katılmış.Kadın,erkek,çocuk çok fazla yani...Biz de bu güzel güne eşlik ettik arkadaşlarla.Bayağı geyik olur diye düşündük açıkcası.Bir kaç küçük aksama dışında gayet güzeldi gezi.Yarışmalar,oyunlar,şarkılar falan derken eğlendirdiler bizi.Hele oyun havaları çalınca benim arkadaşlar -ki bunların biri hukukçu,biri mühendis,biri danışman,biri de işletmeci - iyi ayak uydurdularr müziğin ritmine.(Ayak uydurma görüntüleri elimde fakat kızların karıyerlerıyle oynamak ıstemedığım için bu görüntüler basının eline geçmeyecektir.)Eee herkesin eğlenmeye hakkı var değil mi,mesleği ne olursa olsun.İşte bizimkilerde bugün öyleydiler.Bence iyi stres atmışlardır.
Yarışmalardan biri de şarkı yarışmasıydı.Birinci olan kızın sesi grçekten güzeldi.Fakat bizim kızlardan bir tanesi var ki bence sesi çok daha güzel. Amaa tabiki bizim oynayan hukukçu kızımız şarkı sölemeye gelince nasıl olduysa birden utandı,söylemedi o kadar ısrar etmemize rağmen.Ne vardı yarışmayı kazansaydı da o hediye paketinin içinde ne vardı diye merak etmeseydim ben.Bizim kız katılsa kesin birinci olacağı için hediyeyi biz alcaktık.Neyse artık nasip değilmiş dedik.
Öyle işte güzel bir günü daha geride bıraktık.Nereye doğru olduğunu bilmiyorum ama vaktin çok hızlı geçmemesine rağmen yılların ve hayatların hızla aktığı bir dünyada rotamız doğrultusunda yol alıyoruz.Gelen her gün güzellikleriyle gelsin diye bir dilekte bulunurken günün hatırasını anlatan bir şakıyla bitireyim yazımı:
geri dön ,geri gön
ne olur geri dön
uzanıp tutuver elimi bir gün
utanır diyemem geri dön

19 Ağustos 2008

Anlamsız Vedalar

Veda etmeği sevmem pek.Ne öyle "kendine iyi bak,dikkatli ol..." . Birini bırakıp giderken illa iyi bir dilekte bulunmak zorundaymışız gibi, "Bak ben gidiyorum amaa aklım sende, lütfen seni bıraktığım gibi bulayım." demek isteyen veda cümleleri...Hem bırakıp gitmek hem de aklının arkada kalması...Bazen bu zorunludur ona bişi diyemem amaa aklın arkada kalacaksa gitme..Boşuna da veda cümleleri kurup durma arkanda bıraktığın o insana.Sanki bırakıp giderken söylediğin o sözleri tutmak için çaba sarfedecek.Hem iyi dileklerde bulunup hem de arkanı dönüp gitmek..Ateş ve suyu içinde barındıran insan belki bu yüzden böyle tezatlıklarla başı dertte.Hem yakar içini bir ateşle hem de alevlerin korunu söndürmek için su arar çarsizce.Gitmek,aklını gönlünü arkada bırakarak gitmek..Bilmem hangisi daha zor arkada kalıp gidenin kalmasını sağlayamadan iyi dilekler dinlemek mi yoksa aklını ,gönlünü arkada bırakarak illa da gitmek zorunda olmak mı? Cevabını bilmiyorum amaa bildiğim bir şey var.Ben hiç veda cümlesiz gitmedim..Bir hoşçakal'ı çok görmedim geride bıraktıklarıma.Hem geride bırak hem de gidiyorum bile deme, bu kadar çaresiz ve güçsüz olmadım hiçbir zaman.Olmam da inşallah..

18 Ağustos 2008

"Böyle şeyler filmlerde olur kızım?" lafını çok duyardım..Nedir filmlerde olan ki? Hani her şeyin düzgün gittiği,sevenlerin kavuştuğu , kötülerin cezalarını çektiği,iyi kızın payına iyi oğlanın düştüğü,kötünün payınaysa yalnızlık ve kaybedişin düştüğü filmler işte...Ama son zamanlarda bakıyorum da artık böyle filmler azaldı.Artık sevenler oylee koay kavuşamıyor.Ya aileden biri oluyor karşı çıkan ya da kızı veya oğlanı başka seven biri oluyor ve onları ayırmak için elnden geleni yapıyor.Yani sevdıgıne kavuşmak için artık gercek hayattan daha çok uğraşmak zorunda kalıyorlar.Yeni çıkan dizilere bakıyorum(yani fragmanlarına) hepsinin özü aynı "zor aşk" ...Dizinin reklamı yapılırken bile iki sevgili üzgün pozlar veriyor.Arka fonda da "kavuşmak istediler ama olmadı ve çok üzgünler,izleyin siz de üzülün" demeye çalışan bir ses.Üzüntüye ,sıkıntıya,ağlamaya çok meraklı olduğumuzdan mıdır bilmem artık çokk zor kavuşan aşklar moda dizilerde.Ne kadar zor o kadar seviyorsun anlayışı hakim..Sanki bütün aşklar "aşk-ı memnu"... Hım ondan bahsetmişken artık Halid Ziya'nın bu kitabı da dizi olacakmış yakında.Yani bu dizi klasiğimize bir yenisi daha eklendi. Başkalarını bilmem ama ben sıkıldım bu kovalamacadan.Sanki hayatın sıkıntısı yetmiyor bir de bilmem kimle bilmem kim kavuşamamış onun sıkıntısını çek.İçim daralıyor artık.Ben sevenlerin hemencecik kavuştuğu, hep ıyının kazandığı,kötünün hiç olmadıgı ,herkesin birbirini sevdiği diziler istiyorum.Ben dizi yapacak olsam öyle yapardım.İzleyenler mutlu olsun,içleri ferahlasın diye.Benim dizimi izleyenler "Böyle şeyler ancak filmlerde olur kızım." desinler...

9 Ağustos 2008

Hastaydım..Bir kaç gün öyle hasta hasta dolaştım:) Boynum,başım,dişim,lenf bezlerim hepsi birden ortaklık edip hummalı bir şekilde ağrımaya gayret gösterdiler.Bence birinin canı sıkıldı bir değişiklik yapayım ağrıyım bari dedi ve diğer yakın arkadaşlarını da ayarttı.(Ben boynumdan şüpheleniyorum.) Hepsi meğer ne kadar ortak haraket ediyorlarmış.Halbuki beni pek dinlemezler.Bu arala benden pek haz etmiyorlar.Kendi derdimdeydim onları düşünecek hiçç halim yoktu.Geleceğimle ilgili sıkıntı(kaldı ki gereksiz sıkıntılar) çekerken onlar da kendi aralarında ittifak kurmuşlar ve var olduklarını çok güzel bir şekılde hatırlattılar.Dedilerr madem sıkıntı istiyorsun hiç merak etme biz sana güzel bişiler ayarlarız.Velhasıl ben kendi derdimdeyken sinir sistemimim geçtiği çoğu yer isyan etti.Eee hayat boyunca sıkıntı nedir pek bilmeyen bir insan olarak bu ağrı ortaklığını nasıl alt edeceğimi hiç bilmiyordum.Öylece acılarımla yaşamaya çalışıyordum.Ta ki annem dün gece" yeter artık kendine gel.Beynine komut ver iyileştirsin seni " dedi. Yav annem ek iş olarak beyin ve sinir cerrahiliği mi yapıyor bilmem ama işe yaradı valla.Gece yatmadan bütün organlarıma seslendim..Yeter artık ağrı istemiyorum,napın edin yarına sağlıklı çıkın.Artık barış istiyorum.Benim suçum bunlar ,özür dilerim.Bir daha gereksiz yere sizi üzmeyeceğim." Ve sabah oldu...Yataktan rahat bir şekilde ,boynumu ve başımı daha mutlu bularak uyandım:)

31 Temmuz 2008

iki şey

Iki sey cozum getirir : 1- Tebessum (gulumseme) 2- Sukut (susmak)
Iki seyin degeri kaybedilince anlasilir: 1- Anne2- Baba

Iki sey geri alinmaz: 1- Gecen zaman2- Soylenen soz
Iki sey gercek sondur:1- Cennet2- Cehennem

Iki sey ulasmaya degerdir: 1- Sevgi 2- Bilgi
Iki sey "hayatta onemli olan her sey" icindir : 1- Nefes alabilmek 2- Nefes verebilmek

Iki sey basarinin sirridir : 1- Ustalardan ustaligi ogrenmek 2- Kendini guncellemek
Iki sey basariyi mutlulukla beraber yakalamanin sirridir : 1- Niyetin saf olmasi 2- Ruhsal farkindalik
Bu iki şeyden en fazla önemsenecek olan ulaşmaya değer olanlardır ..sevgi ve bilgi.. Yüzyıllar boyunca insanlığın peşinden koştugu bilgi eşrefi mahlukat var olduğu müddetçe birileri tarafından aranmaya devam edilecektir.Sevgi ise bütün yaratılmışların arzu ettiği bir duygudur.

Zaman

Hepimiz zamanın kısalığında söz ederiz de; boş geçen zamanı nasıl geçireceğimizi bilmeyiz. (Seneca)
Zaman, insanoğlunun hayatta en fazla israf ettiği bir şeydir.Yapılacak çok şey vardır akılda fakat yapacak ne zaman ne de enerji vardır.Zamanın kısa oldugundan bahsederiz de sadece sözde kalır bu bahis ta ki genç birinin ölümünü duyuncaya kadar.Ölüm hatırlatır hayatın ne kadar kısa olduğunu.Bir kaç gün akılda kalır bu kısa hayat fakat biraz zaman geçince yine eski sisteme dönülür otomatik olarak.Aslında ilk düşünmemiz gereken soru şudur:Hayat kime göre kısa? Yani hayatını dolu dolu yaşamış genç bir insanın ölümü mü bize hayatın kısalığını ispatlar;yoksa senelerce yaşamış fakat pek bir işe yaramamış ve pek bir şey yapmamış insanın ölümü mü bize hayatın kısalığını ispatlar.
Zamanımız ne kadar bilmiyoruz ama yapılacak şeylerin zamandan daha çok olduğu kesin.Ne kadar oluğundan bihaber olduğumuz vaktimizi iyi değerlendiririz insaşallah.Vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor..

insan

Adamın biri, kötü yoldan kazandığı parayla bir inek almış. Neden sonra, pişman olmuş, tövbe etmiş ve ineği Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri'ne götürmüş
O zamanlar dergahlar, aşevi görevi de görüyormuş. İneğin kesilip halka dağıtılmasını istemiş adam. Ama Hacı Bektaş-ı Veli, "Haram yolla kazanılmıştır" diye kabul etmemiş ineği. Bunun üzerine adam, ineği alıp Mevlevi Dergahı'na gitmiş. Mevlana Hazretleri ineği kabul etmiş. Adam da Bektaşi Dergahı'nda ineğin kabul edilmediğini ve bunun sebebinin ne olabileceğini sormuş Mevlana'ya. "Biz bir karga isek, Hacı Bektaş-ı Veli bir şahindir. Öyle her leşe konmaz. Bu yüzden biz bu ineği kabul ederiz, o etmez" demiş. Adam, bunun üzerine Hacı Bektaş- ı Veli'ye gidip ona sormuş olup bitenin anlamını. Veli de "Bizim gönlümüz bir su birikintisiyse, Mevlana'nın gönlü okyanustur. Bizim gönlümüz 1 damlayla kirlenebilir ama Mevlana'nın engin gönlü kirlenmez. Bu yüzden kabul etmiştir hediyenizi" demiş.
Günümüz insanları düşünüldüğünde Mevlana'ya ve Hacı Bektaş'a ne kadar çok ihtiyaç olduğu gözler önünde.İnsanlar başak gibi olmalıdır.Büyüdükçe başları öne eğilmelidir.Tıpkı bu iki büyük ilim adamı gibi.Birbirlerine ettikleri iltifatla aslında kendilerini yüceltiyorlar.