19 Aralık 2009

Doğum sonrası

yıllar önce karlı bir kış sabahı.. annem camdan dışarı bakıyor ve karın yağışını izliyor.aklından da karnındaki yavrusu geçiyor. ya şimdi gelmeye kalkarsa? nasıl hastaneye giderim? bu havada dışarı çıkılmaz, biraz daha bekle bebeğim, diyerek içinden dualar ederken vaktin geçmesini bekliyor. zaten doktorun dediği tarih bayağı geçmiştir, heyecanla beklenilmeye devam edilmektedir.
bundan tam 24 yıl önce..karlı bir kış akşamı,aylardan aralık.şimdiki aralığa benzemeyen bir ay. kışın,soğuğun olduğu,yerlerin karla kaplı olduğu bir ay...günlerden çarşamba,saat dört civarı. sancılar başlar yavaşça,giderek artarak. doğunun yakşaltığını hisseden annem hemen halamın yanına gider.apar topar hastaneye gidilir ve sonra mutlu son..akşam altı civarı ,ailemin hayatı değişmiştir artık. onlar sadece eş değil artık bir anne ve bir babadır. yeni bir sıfat gelmiştir isimlerinin önüne benim doğumumla birlikte. artık hayata daha farklı bakılmaktadır.
gel zaman git zaman aradan kocaaa 24 yıl geçer...acısıyla tatlısıyla ki akılda kalan hep tatlı anılardır ki ben bardağın dolu tarafını görürüm zaten her zaman.
yeni yaşımın yeni saatleri... sevdiğim insanlarla birlikteyim,sağlıklıyım, mutluyum,kafam rahat,iç çekişlerim olsa da aşabileceğim gücündeyim. everything is ok, demekten başka bir durum yok ortada. beni mutlu eden herkese çok teşekkür ediyorum.mutlu günlerimi daha da mutlu hale getiren güzel insanlar..hayatımın her safhasında olun inşallah...

aradan geçen onca zamandan sonra insanın aklına şu iki soru takılıyor: dünyaya geldiğime memnun muyum? , annem benim gibi bir kızı olduğu için mutlu mu? ... cevapların sabitlik göstermediği,karmaşık cevapların yer aldığı bir sorular zinciri. sesli olarak cevaplanmasına gerek yok, içimizden verelim yeter.ama içimizde yüksek sesle söyleyelim ki bütün organlarımız duysun..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

peki sen ne diyorsun bakim?