1 Aralık 2009

İçimden Sesler Korosu

Kim bu gözlerindeki yabancı
Yaralar beni yüreğimden
Hani ben oalcaktım yalancı
Başının tacı

nerden geldiyse aklıma bu şarkı takıldı dilime.hemen netten bulup dinlemeye başladım.bilmem canım neden bu şarkıyı istedi.acaba içimden çıkmak isteyen kelimeler bu şarkı sayesinde mi dökülecek? çok duygusal olmamakla birlikte bir aşk acısını anlatan bir şarkı. sevdiğinin gözlerinde başka birini görmek,ığğ çok iğrenç bir şey ki asla kimsenin yaşamak istemediği bir şey.

neyse olaya bu şarkıyla başlayınca metnin hep bu yönde gitmesi gerekiyor gibi bir hisse kapılıp hemen paragraf başı yapayım dedim.bugün canımı sıkan iki olay oldu. ikisi de maddi yönlü bir sıkılmaydı.annem "kızma " kelimesini kullanınca derin bir nefes alıp olayı beynimin derinliklerine atmaya çalıştım. aradan bayagı vakit geçmesine rağmen olaylar hala aklımda ama çok şükür sinirim dinmiş biraz. zaten bir baş ağrısı var ki sormayın.normalde ağrılarla pek işim olmazken bu aralar başım mızıkçılık yapıyor gibi.doktor alışkanlığım da olmadığı için ağrıları çekmeye devam. üstelik ilaç da hiç içmiyorum yani nerem ağrırsa ağrısın çekeceğim.(heh büyük konuşmamışımdır umarım) kahvemi çikolata eşliğinde içip,dizimi izleyip,babamdan öpücük aldığım halde neden geçmiyor ki bu ağrı? ayrıca anneciğim nazar duası okurken gözlerinden yaşlar da geldi.yav kim bu kadar nazar ediyor anlamıyorum, haftada on kez okunsam banamısın demiyor,her seferinde okuyanın ağzı kapanmıyor.nasıl bir yıldız düşüklüğüdür benimki.nasıl bir göze geliştir ki pek alımlı bir insan olmamama rağmen. tek özelliğim koca bir çenem olmasına rağmen ne bileyim ya sürekli nazar değdi düşüncesiyle baş ağrılarımı dikkate almıyorum da... neyse kendini öven gereksiz bir insan olmayayım şimdi,kaldı ki kendimi alçaltmakda üstüm yoktur.aslında güzel bir halt olduğum halde kendimi bir işe yaramaz bir halt olarak görürüm nedense. neyse bugün ağzım hanımkız modundan çıkmış sanki facebookta öylesine yazdığım, amacımın dalga geçmek olduğu yazılara döndü burası. halbuki aşk yuvamdı benim burası:) şöyle en melankonik zamanlarımda ellerimi tuşlara basardım,kelimelerimden çok daha derinlerde olurdu düşüncelerim, karamsarlık ve duygusallık içinde olurdu ruh halim. bu akşam bişi var bende.ay inanmıyorum bişi yazdım,"bir şey" yazacağıma. değişiyorum sanırım. kabuk mu değiştiriyorum, yazma şeklimi mi ,yoksa yoksa ben mi değişiyorum? yo yo olamaz, ben çok sabit fikirliyimdir,değişime çok kapalıyım.değişemem ben..biri beni engellesin.nasıl yeni ufuklara yelken açarım,olamaz,gelemem ben böyle yeniliklere,gün ışıklarına,umutlara...eski halime dönmeliyim hemen.beni bu facebook bozdu,sonra okuduğum bloglar... çift kişilikli mi oldum yoksa? blogdaki fenur,gerçek hayattaki fenur tabi bir de içteki fenur ki bu kişilik pek kendini belli etmemektedir. içimden sesler korosu karman çorman haldeyken yazmakla içimdekileri dökmüyorum bu akşam .bilakis içimdeki kazanı karıştırıyorum.

kafam karıştı,aklım oynadı yerinden,üstelik hala başımın birkaç hücresi ağrı içinde kıvranıyor ve ben ilaç içmemekte direniyorken yazmanın mantığı nedir acaba? her şeyde mantık aramaya gerek varmış gibi saçma sapan sorularla daha da kızdırmıyım başımın svimli hücrelerini ve bir elvada cümlesiyle hoşça bırakayım blokcuğumu..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

peki sen ne diyorsun bakim?